Türklerin telaffuz ederken zorlandığı 10 İngilizce kelime

Yurt dışında biriyle İngilizce konuşurken muhtemelen başınıza gelmiştir: doğru kelimeyi kullandığınızdan kesinlikle emin olmanıza rağmen karşı taraf size “Sorry, what did you say?” (Özür dilerim, ne dediniz?) diye sorar. Türkçede kelimeler yazıldığı gibi okunduğundan, bu durumTürkler için hayli olağandır. İngilizcede her harfin farklı seslere denk gelebileceğini de göz önünde bulundurursak, telaffuz etmek daha da zor bir iş haline gelir.

Bu konuda size yardımcı olmak amacıyla, Türklerin telaffuz ederken zorlandığı 10 tane kelime seçtik. Fonetik alfabe ile olduğu gibi, Türkçe okunuşlarını da sizlerle paylaştık. Bir göz atıp, siz de pratik yapabilirsiniz.

Archive/ˈɑː.kaɪv/ (arşiv)

Bu sözcüğün Türkçe karşılığı “arşiv” olduğundan tamamen refleks olarak birçok kişi tarafından yine bu şekilde telaffuz edilir. İngilizcede en fazla yanlış telaffuz edilen sözcüklerin başında gelen bu sözcüğün doğru telaffuzu “arkayv”dır.

These old photographs should go in the family archives.
(Bu eski fotoğraflar aile arşivlerine gitmeli)

Schedule /ˈʃedʒ.uːl/ (takvim, program)

Türkçe gibi yazıldığı gibi okunan bir dilden sonra, bu kelimeyi sadece görmek bile kafayı karıştırabiliyor. Oysaki telaffuzu göründüğü kadar zor değil: “Sikecıl”.

Everything went according to schedule.
(Her şey programa uygun gitti)

Island – /ˈaɪlənd/ (ada)

Bu kelimeyi ilk gördüğünde, kimin aklına buzlar adası İzlanda gelmemiştir? Fakat, hayır, “aylınd” olarak okunan bu kelime ada anlamına gelir. İlk harf “i” diftong olduğundan “ai” şeklinde okunurken “s” okunmaz.

Iceland is a volcanic island and the least populated country in Europe.
(İzlanda volkanik bir adadır ve Avrupa’nın en düşük nüfuslu ülkesidir)

Wear /weər/ (giymek, takmak)

Bu kelimede sondaki “r” varla yok arasında telaffuz edildiğinden anadili Türkçe olan biri için telaffuzu hayli zorlu olabilmektedir. Ancak bu kelime de aynı where (nerede) gibi sondaki “r” biraz silik “veer” şeklinde telaffuz edilmelidir.

She is wearing a black dress tonight.
(Bu gece siyah elbise giymiş)

Congratulations /kənˌɡrætʃ·əˈleɪ·ʃənz/ (tebrikler)

İnsanları sık sık tebrik etme ihtiyacı duyduğumuzdan, anadili Türkçe olanlar için en baş belası kelimelerden biri bu olabilir. Sayısız sayıda yanlış telaffuzu olan bu kelimenin doğru telaffuzunu hemen paylaşalım ki gönül rahatlığıyla herkesi tebrik edin: “kongraculeyşıns”.

Give him my congratulations when you see him.
(Onu gördüğünde tebriklerimi ilet)

Conscience /ˈkɒn.ʃəns/ (bilinç – vicdan)

Eğer science (bilim) sözcüğünün nasıl okunduğunu biliyorsanız, bunu da aynı mantıkla “konsayıns” şeklinde okumaya çalışabilirsiniz. Ve fakat işin aslı yine İngilizce telaffuzuna dair umutlarınızı yıkabilir: “koanşınz”

My conscience would really bother me if I wore a fur coat.
(Kürk ceket giyersem vicdanım beni gerçekten rahat bırakmaz)

Knife /naɪf/ (bıçak)

Türkçede yazılan her harf okunduğundan, bu sözcüğün yazılırken “k” harfi ile başlayıp, okunurken “n” ile başlaması kafaları karıştırabiliyor. Oysaki bu kelimenin doğru okunuşu “kınayf” değil “nayf”tır.

Give me the knife so I could cut the bread.
(Bıçağı ver de ekmeği keseyim)

Capable /ˈkeɪ.pə.bəl/ (yetenekli – kapasiteye sahip)

Bu kelimenin de telaffuzu ilk başta tuzağa düşürebilir. Genellikle “kepeybıl” şeklinde yanlış okunarak telaffuz edilen bu sözcüğün doğru telaffuzu şöyledir: “keypıbıl”.

We need to get an assistant who is capable and dynamic.
(Yetenekli ve dinamik bir asistana ihtiyacımız var)

Recipe – /ˈresəpi/ (tarif)

Eğer bir arkadaşınıza Türk mutfağından güzel bir yemek tarifi vermek istiyorsanız, bu kelimeyi doğru telaffuz etmeniz iyi olacaktır. Genellikle “resayp” şeklinde yanlış okunan bu kelimenin doğru telaffuzu “resıpi” şeklindedir.

Can you give me the recipe of the dish you made yesterday?
(Dün yaptığın yemeğin tarifini verebilir misin?)

Gesture /ˈdʒes.tʃər/ (jest)

El kol hareketi yapmak ve jest anlamlarına gelen bu kelime de sıkça yanlış telaffuz edilen İngilizce kelimelerden biridir. Genellikle başında “g” de Türkçedeki gibi okunan bu kelimenin doğru telaffuzu “cesçar” şeklindedir. Unutmayın sonraki “r” yine varla yok arasındadır.

She made a rude gesture to the waiter.
(Garsona kaba bir hareket yaptı)

İngilizce telaffuzunuzu geliştirmenin en iyi yolu bir kursa başlamaktır. Çok zamanınız yoksa, ABA English’in internet üzerinden sunduğu İngilizce kursu deneyebilirsiniz. 144 görüntülü derse katılabilir ve gerçek hayatta yaşananları temel alan kısa filmler izleyebilirsiniz. Yeni kelimelerin nasıl telaffuz edileceğini öğrenmek için hazır mısınız?

Evet, kursa yazılmak istiyorum!
Evet, uygulamayı indirmek istiyorum!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *