Çocuklarla İngilizce Konuşmak

Büyük gün gelip çatmıştı, Emily ve Mark evleneceklerdi! Aylar süren uğraştan sonra, sonunda bütün hazırlıklar tamamlanmıştı. Törenin gerçekleşeceği Huesca şehrindeki tarihi kalede eğlence başlamak üzereydi. Hazırlık süresince onlara Julie ve Leonard her konuda yardımcı olmuşlardı. Mark’ın işleri çok yoğundu ve Emily’nin her şeyi tek başına üstlenmesi imkansızdı. Mark’ın İngiltere’de yaşayan akrabaları da bu özel günde davetliler arasındaydı. Julie’ye göre bu İngilizce pratik yapmak için önemli bir fırsattı.

İngiltere’den gelen yakınların çocukları huysuzlanmaya başladığında Julie onlarla ilgilenmeyi teklif etti. Belli ki, bir grup çocukla ilgilenirken işine yarayabilecek ifadeleri önceden düşünüp hazırlamıştı. Julie’nin, öğretmeni Robin’den de yardım alarak, hazırladığı cümlelere birlikte göz atalım.

Öğle Yemeğinde

Şüphesiz, yemek saatleri günün en önemli zamanlarındandır. Çocuklara ellerini yıkamaları gerektiğini, ağızları doluyken konuşmamayı ya da lokmalarını yavaşça çiğnemelerini sürekli hatırlatmak her zaman kolay olmayabilir. Julie bu durumlar için aşağıdaki cümleleri hazırladı:

Children, let’s go wash our hands. I recommend that you soap and rinse them well!
(Çocuklar, haydi gidip ellerimizi yıkayalım. Ellerinizi iyice sabunlayıp sonra da durulamanız gerekiyor.)

John, do not talk with your mouth full. You could choke!
(John, ağzında yemek varken konuşma! Boğulabilirsin.)

Daisy, chew slowly. We have all the time necessary!
(Daisy, yavaş yavaş çiğne. Acelemiz yok.)

What do you say when you ask for a favour? Do not forget to say “please” and “thank you!”
(Birinden sizin için bir şey yapmasını istediğinizde ne demeniz gerekiyor? “Lütfen” ve “teşekkür ederim” demeyi unutmayın!)

Do not move around on the chair all the time. You may fall!
(Sandalyede otururken arkanıza dönüp durmayın. Düşebilirsiniz!)

Do you want me to cut your meat?
(Etinizi kesmemi ister misiniz?)

Parkta

Çiftin düğün için seçtiği mekan gerçekten çok güzeldi; büyük bir bahçesi olan tarihi bir villa. Çocuklar için tam bir parti ortamıydı. Eğer Julie çocukları gözünün önünden ayırırsa ağaçların arasında kaybolabilirlerdi. Park çok büyüktü ve çocuklar saklambaç oynamayı çok severdi. Neyse ki, çocukların ilgisini çekecek oyunlarla dolu ufak bir alan bulunuyordu. Julie parkın başından sonuna koşturmak zorunda kalmayacaktı. İşte böyle durumlarda kullanabileceği bazı cümleler.

Do not leave without my permission. You are my responsibility!
(Benden izin almadan hiçbir yere gitmeyin. Sizden ben sorumluyum!)

Judy, stop pushing your brother. You will make him cry!
(Judy, kardeşini itmeyi kes! Onu ağlatacaksın!)

You can play hide and seek if you want, but stay nearby. I forbid you to go beyond those hedges or that kiosk.
(İsterseniz saklambaç oynayabilirsiniz ama uzaklaşmayın. Şuradaki çitlerin ve şu standın ilerisine gitmenizi yasaklıyorum!)

Do not talk at the same time. It is giving me a headache!
(Hepiniz aynı anda konuşmayın. Başım ağrıdı!)

John, what have you done? You got dirty all over. Let’s go to your mum and tell her that you need to change your clothes.
(John, ne yaptın sen? Her yerin pislik içinde. Gel, annene gidip üzerini değiştirmen gerektiğini söyleyelim.)

Please give the ball to your sister. Do not make her cry!
(Lütfen topu kız kardeşine ver. Ağlatma onu!)

Judy, do not climb up the slide from that side. Get out of there!
(Judy, kaydırağa o taraftan tırmanma. Çık hemen oradan!)

Shall we sing a song?
(Bir şarkı söyleyelim mi?)

Sweetheart! What happened?
(Tatlım, ne oldu sana?)

Children, it is time to go. It is getting dark!
(Çocuklar, gitmemiz gerekiyor. Hava kararmak üzere.)

Bu cümleler sayesinde her şey yolunda gitti. Hatırlanmaya değer bir tören olmuştu. Julie de harika bir bakıcı olmuştu. Azarlamalardan ve tuvalet molalarından fırsat bulup Leonard ile dans edip bir şeyler atıştırmayı bile başarabilmişti. Eğer sizin de okulda ya da evde kendi çocuklarınızla İngilizce iletişim kurmanız gerekiyorsa hem kendinizi hazırlamak hem de çocuklara öğretmek için İngilizce dersi almayı düşünmez misiniz? ABA English size birbirinden farklı 144 video ders ve ilgi çekici kısa film ile doğal ve yenilikçi bir metot ile öğrenme imkanı sunuyor. Siz de Julie gibi İngilizce konuşmanız gereken bütün durumlarda yardım isteyebilirsiniz. Haydi, ne bekliyorsunuz?

Bir kısa film izlemek istiyorum.
Bir video ders izlemek istiyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *