Barda çalışırken kullanabileceğiniz İngilizce cümleler

Birçok genç Londra’da çalışmak için can atar. Kimi İngilizce öğrenmek için, kimi de hayallerindeki kariyeri yaşamak için şanslarını denemeye gider. Sizi yurtdışında çalışmaya iten ne olursa olsun, en düşük seviyeden başlamanız gerektiğini biliyorsunuzdur. Birleşik Krallığa gitmek istiyorsanız, beceri ve diplomalarınız dışında basit işler yapmaya hazır olmalısınız.

En yaygın ve girmesi en kolay işler hangileridir? Bir barda veya restoranda bulaşık yıkamak veya garson olarak çalışmak en yaygın başlangıç işlerindendir. Özellikle Londra’da çok sayıda olan ve öğle vaktinde iş adamları ve yaşlı kadınlarla dolu coffeeshop’lardan faydalanabilirsiniz. İngiltere’de popüler mekânlar dışında, tipik İngiliz kahvaltısı hizmeti sunan barlar ve insanların arkadaşlarıyla birer bira içmeye geldiği pub’lar da vardır.

Yurtdışında bir meslek deneyimi yaşamak istiyorsanız, iş aradığınız sektöre dair İngilizce terimleri öğrenmeniz elzemdir. Bugün sizlerle barmen veya garson olarak çalışırken faydalı olabilecek birkaç cümle paylaşıyoruz.

Welcome to the bar (Bara hoş geldiniz)

Good morning, how can I help you?
(Günaydın, nasıl yardımcı olabilirim)

Who’s next?
(Sırada kim var?)

What would you like to order?
(Siparişinizi alabilir miyim?)

Can I get you a drink?
(Size bir içki getireyim mi?)

Are you being served?
(Sipariş vermiş miydiniz?)

Today’s specials are on the board.
(Günün yemekleri tahtada yazıyor).

The order (Sipariş)

Do you want some milk in the coffee?
(Kahvenize süt ister miydiniz?)

Eat-in or take-away?
(Burada mı yiyeceksiniz yoksa paket mi olacak?)

Which beer would you like?
(Hangi biradan istersiniz?)

Large or small?
(Küçük mü büyük mü?)

Would you like some ice with that?
(İçine buz ister misiniz?)

What flavour would you like?
(Neli istersiniz?)

Would you like any coffee or dessert?
(Kahve veya tatlı ister miydiniz?)

I am sorry… (Üzgünüm…)

I am sorry, I’ll fix it in a minute.
(Üzgünüm, bir dakika içinde hallediyorum).

I am sorry, but smoking is not allowed in these premises.
(Üzgünüm ama içeride sigara içilmiyor).

I am sorry, I didn’t write it well.
(Özür dilerim, yanlış yazmışım).

I am sorry, the kitchen is closed.
(Üzgünüm, mutfak kapandı).

The till (Hesap)

Can I take it away?
(Kartı çekeyim mi?)

Was everything alright?
(Memnun kaldınız mı?)

Can I bring you the bill/check?
(Hesabı getireyim mi?)

In this bar the payment is up-front.
(Burada ödemeleri hemen alıyoruz).

Payment is at the till.
(Ödeme kasada yapılıyor).

Should I make a single bill?
(Tek bir hesap mı getireyim?)

Would you like to pay separately?
(Ayrı ayrı mı ödemek istersiniz?)

We do not accept cards here, only cash.
(Burada kart kabul etmiyoruz, sadece nakit).

How to handle an inconvenience (Bir anlaşmazlığı çözmek)

Başınıza gelebilecek en kötü ve üzücü durumlardan biri de biraz fazla içmiş bir müşteriyle ilgilenmek zorunda kalmaktır. Bu durumun utanç verici kısmı bir yanda, ne yapacağınızı bilemeyebilirsiniz. Birkaç uygun hareket öneriyoruz:

  • Müşteriye yiyecek ikram etmek, bu alkolün emilimini yavaşlatır.
  • Soğuk bir içecek ikram etmek.
  • Müşterinin su içtiğinden emin olun.
  • Hemen sorumluya veya müdüre haber verin.
  • Sipariş vermesini geciktirecek bahaneler yaratın.

Eğer durum daha da yozlaşırsa ve müşterinin gitgide daha sarhoş olduğunu görüyorsanız, müdürünüz mutlaka devreye girecektir. Ama birkaç önlem almanız gerekiyorsa, siz de şunları yapabilirsiniz:

  • Müşteriye içki servisi yapmayacağınızı diğer müşterilerin önünde sesli olarak söylemeyin. Bir kenara çekin ve nazikçe içki alamayacağını açıklayın.
  • Yanında arkadaşları varsa, müşteriye daha fazla içki servisi yapmayacağınızı açıklayın.
  • Yalnızsa, ulaşım imkânı olduğundan emin olun. Emin değilseniz, taksi çağırın.
  • Her zaman sevecen ama kararlı olmalısınız.

İşte söyleyebilecekleriniz:

Sorry for the delay, we had a problem in the kitchen
(Gecikme için özür dileriz, mutfakta bir sorun çıktı da).

These snacks are on the house
(Bunlar ikramımız).

It is free of charge. Help yourself!
(İkramımızdır. Buyrun alın!)

I think you should call it a night
(Sanırım bu geceyi bitirseniz iyi olur).

Your last order arrived early
(Son siparişiniz geldi).

Barmen veya garson olarak çalışacaksanız, bu cümleler çok faydalı olacaktır. Yurtdışında hangi işte çalışırsanız çalışın, müşterilerle veya iş arkadaşlarınızla iletişim kurabilmek için o mesleğe özel doğru terimleri ve cümleleri öğrenmeniz gerekir. ABA English size 144 videolu sınıf ve 100den fazla kısa film sunuyor. Ayrıca anadili İngilizce olan öğretmenlerle sorularınızın cevapları için sürekli iletişim kurabilirsiniz.

Evet, videoları görmek istiyorum!
Evet, uygulamayı indirmek istiyorum!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *