Hoşumuza gitse de gitmese de İngilizcenin iş hayatında zorunlu hale geldiğinin farkındayız. Yeni iş fırsatları yakalamak ve deneyim kazanmak amacıyla yurt dışına çıkmaya hazırlanmak adına Türkiye’de çalışıyorsak da İngilizcesiz yapamayız. İngilizce uluslararası iletişimin dilidir ve özellikle turizm, restorasyon, pazarlama ve ilaç vb. sektörlerde çalışanlar için çok önemlidir.
Şimdi kendimize sorabileceğimiz soru şu: İşimi yapmam için hangi seviyede İngilizce bilmem gerekli? Cevap: Duruma göre değişir! Çünkü her sektörde kullanılan kelime dağarcığı farklıdır. Bazı durumlarda belirli temel kalıpları bilmek yeterli olsa da içinde bulunduğumuz sektörün dilini iyi bilmemiz gerekir.
İş alanına göre yararlı İngilizce kalıpların yer aldığı bir liste hazırladık. Sen de bir göz at!
Restoranda
Good morning, here’s the menu!
(Günaydın, işte menümüz!)
Are you ready to order?
(Sipariş vermeye hazır mısınız?)
Would you like to have something to drink?
(İçecek bir şey ister misiniz?)
Would you like something else?
(Başka bir şey ister misiniz?)
Shall I bring the bill?
(Hesabı getireyim mi?)
I hope you enjoyed your meal!
(Umarım yemeği beğenmişsinizdir!)
See you soon
(Yakında görüşmek üzere)
Bir seyahat acentasında
How can I help?
(Nasıl yardımcı olabilirim?)
Do you need to buy a plane ticket?
(Uçak bileti mi almanız gerekiyor?)
Do you want to buy the return ticket?
(Dönüş biletini de almak ister misiniz?)
Do you need the transport to/from the airport?
(Havaalanına/Havaalanından transfere ihtiyacınız var mı?)
Are you interested in buying the insurance too?
(Sigorta da satın almak ister misiniz?)
Bir dükkanda
Do you need the transport to/from the airport?
(İyi günler, size nasıl yardımcı olabilirim?)
Do you want something in particular?
(Özel olarak aradığınız bir şey var mı?)
Do you want to try something?
(Denemek istediğiniz bir şey var mı?)
This dress really fits you!
(Bu elbise size gerçekten çok yakıştı!)
Have a lovely day!
(İyi günler dilerim!)
Ofiste
Welcome!
(Hoşgeldiniz!)
I am…, the head of this department
(Ben…., bu departmanın müdürüyüm.)
Sorry, I didn’t understand you. Could you repeat that, please?
(Pardon, anlamadım. Lütfen tekrar edebilir misiniz?
Can we proceed with the orders?
(İşlere devam edebilir miyiz?)
Today we want to talk about…
(Bugün bahsetmek istediğimiz konu…)
Does anyone have any questions?
(Sorusu olan var mı?)
Would like to have a coffee before we start?
(Başlamadan önce bir kahve içmek ister misiniz?)
I agree with you
(Size katılıyorum)
Thank you for your attention
(İlginiz için teşekkür ederim)
The main reason for this meeting is…
(Bu toplantının asıl amacı…)
When can I get in touch with you?
(Size ne zaman ulaşabilirim?)
How do you prefer to be contacted?
(Size nasıl ulaşmamızı tercih edersiniz?)
I will contact you by e-mail
(Size e-posta aracılığıyla ulaşacağım)
Skype
Can you hear me?
(Beni duyabiliyor musunuz?)
I understand your point
(Ne demek istediğinizi anlıyorum)
We will also need to meet in person
(Yüz yüze de görüşmemiz gerekecek)
I am going to send you an e-mail with the points we have discussed today
(Size bugün ele aldığımız noktalar ile ilgili bir e-posta göndereceğim)
Can I have your contact details?
(Bilgilerinizi alabilir miyim?)
Bunlar işyerinde İngilizce iletişim kurmak için faydalı kalıplardan yalnızca birkaçı. İşyerinde İngilizce iletişim kurmanın sırrı iyi bir hazırlık yapmaktan, azimli olmaktan ve en önemlisi etkili bir yöntem kullanmaktan geçer.
İş yerinde ihtiyaç duyduğun için çok da zor olmayan bir yoldan İngilizce öğrenmek istiyorsan ve bunun kolay bir yolunu arıyorsan sana harika bir şey önereceğiz. ABA English sana 144 adet ücretsiz ders videosu, kısa filmler ve her seviyeye uygun interaktif alıştırmalar sunuyor. İş yerinde İngilizce iletişim kurmak için neye ihtiyaç duyduğunu zaten biliyorsan hala ne bekliyorsun? Hemen bugün başla!