Yılın dördüncü ve son Grand Slam turnuvası olan US Open, bu sene 27 Ağustos – 9 Eylül arası New York’ta gerçekleşecek. Ve tenis severler bu önemli etkinliği kaçırmak istemez. Sen de bu vesileyle New York’a gidip dünyanın en büyük tenisçilerinin maçlarını izlemek istiyorsan, bu yazıda tenise dair İngilizce terimleri öğrenebilirsin.
Tenis kökeni hayli eskilere dayanır; Romalıların ellerinde eldivenle topa vurdukları bir oyun oynadıkları rivayet edilir. Bugün bildiğimiz biçimiyle oynanan tenisin ilk kurallarını Walter Clopton Wingfield’a borçluyuz. 1875’te Wingfield oyunun kurallarını belirler ve adına sphairistike der. Bununla birlikte, resmi kurallar 1888’de tenis derneği kurulduğunda son halini buldu.
Dolayısıyla, tenis terimleri, aynı zamanda Fransız spor jargonunda kullanılan İngilizce kelimelerden oluştu. Gelin temel kurallarla birlikte en önemli terimleri keşfedelim.
Tenis sözlüğü
Oyun servis kullanarak, yani topu karşı tarafa fırlatarak başlar. Servis kullananın iki servis hakkı vardır. Eğer iki servisinde de hata yaparsa, hakem sayıyı karşı tarafa verir. Eğer servisi doğru yere atar ve karşı taraf dokunamazsa, buna « ace » denir. Oyun 3 ile 5 arasında setlere bölünür; her set kendi için 6 game barındırır. En çok set kazanan maçı kazanır.
Ace: Hatasız kullanılan bir servise karşı oyuncu raketi ile dokunamazsa yapılan sayıya verilen ad.
Advantage (avantaj).
Break: Rakibin servisinde bir game’i kazanınca alınan puan.
Deuce: 40-40 eşitliğe verilen ad. Bu durumda game’i kazanmak için iki oyuncudan birinin üst üste iki sayı alması gerekir.
Double fault (çift hata): servis atanın iki defa üst üste hatalı servis kullanımı ve sayının karşı tarafa verilmesi.
Let: Servis tekrarı. Terim İngilizce to let (bırakmak) anlamına gelen fiilden gelir.
Love: Bu teniste tam olarak sıfır demektir; fransızca « oeuf » kelimesinden türemiş olup sıfırı simgeler.
Match point (Maç sayısı): kazanıldığında maçı kazandıran sayıya denir.
Net : filenin üst kısmındaki bant.
Round robin: Oyuncuların üç veya dörtlü gruplara ayrıldığı turnuva şekli. Sonuçlara göre, bir dahaki tur sınıflandırılması yapılır.
SABR:Servis atılırken fileye doğru hamle yapan Federer’e ithafen söylenen bu terimin açılımı ‘Sneak Attack by Roger’dır.
Tie-break: Skor 6-6 olduktan sonra bir set veya oyunu kazanmak için oynanılan game. Her oyuncu sırayla ikişer servis atarak rakibin iki puan önüne geçmeye çalışır.
Serve (servis): turnuvayı başlatan vuruş.
Backhand: ters elle atılan vuruş.
Volley (vole): Genelde fileye yakın, top yere değmeden yapılan vuruş
Turnuvaya hazır mısın?
Artık İngilizce tenis terimleini öğrendiğine göre, yılın en heyecanlı turnuvasına gitmeye hazırsın. Gördüğün gibi, birçok sporda olduğu gibi teniste de terimlerinin çoğu İngilizce. İngilizceni geliştirmek istiyorsan, neden bizim internet kurslarını denemiyorsun? ABA English 144 video ders ve bir o kadar da kısa filmle birlikte doğal ve kendiliğinden gelişen bir yöntem kullanır.