İngilizce yalnızca yurt dışında eğitim almak veya bir değişim programına katılmak istediğinizde değil, dünyada eğitimin evrensel dili olmaya başlamış durumda. Hangi mesleği seçerseniz seçin, artık birçok üniversite kapsamlı İngilizce eğitimleri sunmakta ve kendi dilinizdeki eğitimle de bir bağ kurmaktadır.
İngilizce, üniversitelerde artan yabancı öğrencilerle iletişim kurmalarında çok önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
Bildiğiniz gibi, phrasal Verbs (öbek fiiller) İngilizcede iletişimin önemli bir parçasıdır ve ne kadar çok bilirsen, kelime dağarcığın o kadar zengin ve çeşitli olur. İletişim kurarken o ilk buzları daha rahat eritebilmeniz adına, eğitimle ilgili öbek fiilleri senin için bir araya getirdik.
Eğitimle ilgili konuşmak
Konuştuğun kişinin antropoloji okumakla gerçekten ilgilendiğini mi merak ediyorsun? O hâlde ihtiyacın olan öbek fiil: be into (ilgilenmek).
Are you into anthropology?
(Antropolojiye ilgi duyuyor musun?)
Birisine tarih dersleri almaya başladığını mı söylemek istiyorsun? O zaman şu fiili bilmen iyi olur: take up (almak).
I have taken up history lessons.
(Tarih dersleri almaya başladım.)
Bu dönem derslerini öğrenme konusunda geç mi kaldın? Uygun fiilimiz: catch up (arayı kapatmak, yetişmek).
This semester has been quite tough. I have not been able to catch up with my exams.
(Bu dönem biraz zordu. Bütün derslerime yetişemedim.)
Aldığın sonuçların diğer öğrencilere göre daha düşük olduğunu mu fark ettin? İşte buna uygun fiil: fall behind (geride kalmak).
I am falling behind my classmates.
(Sınıf arkadaşlarımın gerisinde kaldım.)
Arkadaşına Türkçesini çok geliştirdiğini mi söylemek istiyorsun? Doğru fiil şu olmalı: get ahead (ilerlemek, geliştirmek)
You are really getting ahead with your Turkish.
(Türkçeni gerçekten de çok ilerlettin.)
Kimya öğretmeninden mi bahsetmek istiyorsun? O hâlde şu fiili kullanmalısın: study under (altında/birlikte çalışmak)
In my biology course, I study under Professor Celetti.
(Biyolojide Celetti Hoca ile çalışıyoruz.)
Eğitim yöntemi
Go over (üzerinden tekrar geçmek)
Let’s go over our work before we hand it in.
(Ödevi teslim etmeden önce tekrar gözden geçirelim.)
Go over (üzerinden geçmek)
I need to go over lesson 5 before the exam.
(Sınavdan önce beşinci bölümünden tekrar geçmeliyim.)
Read up (okuma yapmak)
I need to read up on the condition of African Americans in the 17th century.
(17. Yüzyıl Afrikalı Amerikalıların durumu üzerine okuma yapmalıyım.)
Copy out (kağıda geçirmek)
Mary will copy out the formulas from the book.
(Mary kitaptaki formülleri kağıda geçirecek.)
Ekip çalışması
Hand in (teslim etmek)
We are going to hand our work in on January 6.
(Çalışmamızı 6 Ocak’ta teslim edeceğiz.)
Sum up (özetlemek)
I will sum up all of the work.
(Ben bütün çalışmanın özetini çıkarırım.)
Carry out (yerine getirmek)
You always carry out the tasks you are required to do.
(Yapman gerekenleri her zaman yerine getiriyorsun.)
Stay behind (kalmak)
Someone has to stay behind to finish the work.
(Ödevi bitirmek için birinin kalması gerek.)
Sınav
Hand out (dağıtmak)
The professor handed out some books for the final exam.
(Hoca final sınavı için birkaç kitap dağıttı.)
Sign up (yazılmak)
Did you sign up for the English exam?
(İngilizce sınavına yazıldın mı?)
Fill in (doldurmak)
You need to fill in the form to sign up for the exam.
(Sınava yazılmak için formu doldurman gerek.)
Çalışmayı bitirmek
Get on (tamamlamak)
He just wants to get on with the course.
(Kursu bir an önce tamamlamak istiyor.)
Drop out (ayrılmak, terk etmek)
Mary dropped out of university after just one semester.
(Mary bir dönem sonra üniversiteyi bıraktı.)
Put off (bırakmak)
I am thinking about putting off my studies as I need to work.
(Çalışmam gerektiği için eğitimimi bırakmayı düşünüyorum.)
Eğitimle ilgili İngilizce öbek fiilleri öğrenmiş oldun. Sen de İngilizce kursuna başlamak istiyor ama gitmeye zaman bulamıyorsan, neden internet üzerinden bir kursa yazılmıyorsun? ABA English 144 video ders ve bir o kadar da kısa filmle birlikte, gündelik hayatta rahatlıkla konuşabileceğin İngilizceyi öğretiyor. Sen de hemen dene!